Onu bağışlayın
O bazen
Vücudunun kederli bağlantısını
Durgun sularla
Boş mezarlarla, unutuyor
Ve aptalca zannediyor ki
Yaşama hakkı var
Onu bağışlayın
Bir resmin sıradan öfkesini
Kışkırtmanın uzak arzusu
Kâğıdının gözlerinde eriyor
Onu bağışlayın
Baştan başa tabutunda
Ayın kırmızı halesi geziniyor
Ve gecenin değişken kokuları
Vücudunu bin yıllık uykusundan
Uyandırıyor
Onu bağışlayın
O içten yıkık
Ama hâlâ gözlerinin içi ışık zerrelerinin hayaliyle parlıyor
Ve anlamsız saçları
Ümitsizce aşkın soluklarının etkisiyle titriyor
Ey mutluluğun sade ülkesinin sakinleri
Ey yağmurda açılan pencerelerin komşuları
Onu bağışlayın
Onu bağışlayın
Çünkü büyülenmiş
Çünkü sizin ağır gelen varlığınızın kökleri
Onun gurbet topraklarında derinlere kök salıyor
Ve onun kolay inanan kalbi
Hasretin acı darbeleriyle
Göğsünün içinde kabardıkça kabarıyor