Bir taş gibi dinliyorsun sesimi
Duymayan bir taş gibi, unutuyorsun.
Bir ilkbahar sağanağını, pencerenin uykusunu
Vesveseli vuruşlarınla bölüyorsun
Ellerim, okşayışın yeşil dallarıdır
Bir araya koyuyorsun dökülmüş yapraklarla
Esrik bir ruhtan beter kaybetmişsin yolunu
Ateş saçmakta gözlerin ve şaşırtmakta
Ey kan gölümün altın balığı
Şerefe! Beni içiyorsun
Menekşe tarlaları gibisin gurup vaktinde
Sinene sarıyor ve dinliyorsun günü
Işığın gölgelere yerleşiyor ve çekiliyor renk
Sahi niçin onu gölgenle karartıyorsun?